Tüm hakkı saklıdır. Blogger tarafından desteklenmektedir.
Hamur İşleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hamur İşleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Temmuz 2014 Çarşamba

Merhabalar,
Yeni haftanın herkese bol güzellikler getirmesi dileğiyle başlamak istiyorum öncelikle.
Ramazan ayının yarısını bitirdik hayırlısıyla. Ailece hep birlikte yapılan iftarlar, mis kokulu Ramazan pideleri, paylaşılan iftar menüleriyle dopdolu ve bu mübarek ayın ruhuna yakışır şekilde geçiriyoruz Ramazanı.
Bu güzellikler yaşanırken Bizim Mutfak her gün ne pişirsem derdimize bir nebze kolaylık sağlamak adına sürpriz paketiyle gönlümü fethetti.

Bizim Mutfak çok farklı ve çeşitli ürün yelpazesiyle mutfaklarımızda yerini fazlasıyla alıyor.
Hem kaliteli, hem lezzetli ürünleri hem de her zaman tüketici dostu oluşları ile Bizim Mutfak takdiri fazlasıyla hakediyor.
Çok şık bir sepet içerisinde, güzel notlarıyla beraber kaliteli ürünlerinden oluşan paketleri için çok teşekkür etmek istiyorum Bizim Mutfak ailesine.

7 Temmuz 2014 Pazartesi


Merhabalarrr,
Ramazan'ın güzelliklerinden biri de hiç kuşkusuz o mis gibi kokusu ve dokusuyla bizi bizden alan pidedir.
O kadar seviliyor ki uğruna upuzun kuyruklarda sabırla bekleyebiliyoruz.

14 Haziran 2014 Cumartesi


Merhaba,
Bu sefer sesim Ankara' dan değil Tekirdağ' dan geliyor. Geçtiğimiz cumartesi üç haftalık yaz tatilime çıktım. İlk ve tek istikamet baba evi tabi.
Burada ki evimiz bahçe içinde küçük bir ev. İnstagram ve Facebook hesaplarımda bahçenin, çiçeklerin, ağaçların fotoğraflarını yayınladım. Yeşili yol kenarlarında ki bir kaç ağaçtan, çiçeği de evimdeki bir kaç saksıdan gördüğümden tahmin edersiniz ki yemyeşil bahçe beni benden aldı.
Çocukluğum bu evde geçti, bu evde doğdum büyüdüm.
Meyve ağaçlarından inmeyen, üstü başı toz, bacakları yara bere içinde bir çocukluk yaşadım burada.
Hep özgürdük. Evde hoplar zıplar, alttakine ses gidecek derdi olmadan eğlenirdik.
Çocukluğunu doya doya yaşayan şanslı insanlardanım yani.

29 Mayıs 2014 Perşembe



Merhaba dostlar,
Bu sefer ara biraz uzadı. Nefes almak, yaşamaktan bile utanırken insan nasıl tarif yazsındı. Hayat devam ediyor sözünü de oldum olası hiç sevemedim. Hayat acıyı yaşayanın haricindekiler için bir şey olmamacasına devam ediyor. Ateş düştüğü yeri yakıyor.
Soma' da hayatını kaybeden 301 canımıza Allah' tan rahmet diliyorum. Geride bıraktıkları boynu bükük yavrular, eşler, analara ise dayanma gücü.

**********************

5 Mayıs 2014 Pazartesi


Yine bir pazartesi, yine bir yağmur, yine bir kasvet... Yaz ne zaman gelecek diye havanın gözünün içine bakar olduk.
Kimileri kapalı havaları sever ama ben sanki güneşle çalışıyorum. Güneş olmayınca tüm enerjim kayboluyor, bir halsizlik, bir isteksizlik baş gösteriyor.
Hava nasıl olursa olsun sizin havanız güzel olsun diyen bir abla vardı ya hava durumunu sunan, böyle durumlarda aklıma hep o geliyor :)

2 Mayıs 2014 Cuma


Ne zaman yazı yazmak için bilgisayarın karşısına otursam hep bir iş çıkıyor, bakalım kaç saatte bitecek bir yazı.
Dün 1 Mayısın resmi tatil olmasından mütevellit kendimi mutfağa adadım desem yalan olmaz.

28 Nisan 2014 Pazartesi


Böyle bir lezzet, böyle bir koku yok arkadaş!!
Fırından çıkar çıkmaz daha ılınmasını beklemeden hepsini yiyeceğinizi garanti ediyorum, demedi demeyin :)
İçinde zeytinyağı varsa lezzetli olmamasının imkanı yok.
Pizzanın atası denilen İtalyanların yassı ekmeğinin mayalanma süresi biraz fazla ama değiyor inanın.
Ben hamuru ikiye böldüm ve güveç kaplarımda pişirdim, fırından çıkar çıkmaz nasıl acıkmışsam bir parçasını bitirdim.

25 Nisan 2014 Cuma


Bakmayın bunlara kurabiye dediğime, bunlar aslında poğaça gibi yumuşak ve yemesi pek zevkli minikler.
Sabahları işe gitmeden önce, akşam tv karşısında yiyebileceğiniz ve hatta çocuğunuzun beslenme çantasına koyabileceğiniz tuzlu bir lezzet.
İçerisinde ki biber salçası yerine domates salçası kullanabilir, eğer onu da istemezseniz lor peyniri ve maydanozu hamura şöylece karıştırıverir apayrı bir tat elde edersiniz.

7 Nisan 2014 Pazartesi



Yeni bir gün, yeni bir haftadan herkese merhaba.
Cumartesi günü tatlı bir koşuşturmacayla misafir ağırladım. 
İnsan sevdikleriyle beraber olunca yorgunluk falan kalmıyor hiç.
Keşke vaktim olsa da daha sık davet edebilsem sevdiklerimi, dostlarımı, akrabalarımı.
Bir sofra başında biraraya gelebilsek, gülsek, sohbet etsek.
Çalışma hayatı, iş, güç, koşturmaca derken bir araya gelmenin dışında telefonla konuşup bir hal hatır soracak vakit bile bulamıyor insan.
İhmal ediyoruz sevdiklerimizi.

27 Şubat 2014 Perşembe


Merhaba dostlar,
Bayat ekmeklerinizi hem değerlendirin hem de elinizin altında her zaman galeta unu bulunsun.
Fırını çalıştırdınız kekinizi, böreğinizi pişirdiniz. Hazır fırınınız sıcakken bayat ekmeklerinizi de fırınlayın 10 dakikaya galeta unu hazır.
Galeta ununu köftede, böreklerde, poğaçalarda sıkça kullanırım; o yüzden mutfağımda daima bulunsun isterim. Hemde bu yöntemle ekmeklerimi ziyan etmemiş oluyorum.
Yapılışı çok basit. Ekmekleri elinizle gelişigüzel parçalara ayırın ve fırın tepsisine yayın. Tek sıra olsunlar ki pişirdiğimizde her yeri kızarmış olsun. Böylece galeta ununun o esmer rengini elde edebilelim. 200 derece ısıtılmış fırında üzeri kızarana kadar pişirin. 10 dakika gibi bir süre yeterli olacaktır. Fırından çıkardığınız ekmekleri soğuması için bir kenara alın. Ilınan ekmekleri rondoya atıp incecik olana kadar çekin. Tüm ekmekler bitene kadar bu şekilde yapın. Çektiğiniz galeta ununu ağzı kapalı bir kavanozda serin yerde saklayın.

AFİYET OLSUN :)

26 Kasım 2013 Salı

Yagmurlu bir Ankara gununden herkese merhaba,
Postumu dahada geciktirmemek icin telefonumdan yaziyorum.
Fotograflari duzenleyip blogger a yukledim ve ilk kez bir postumu bu sekilde yayinlayacagim.
Gunler hep bir kosturmaca icinde geciyor. Bir bakmissin hafta basi bir bakmissin hafta sonu, bu kosturmaca icinde keyifle yaptigimiz hersey ya yapilamaz oluyor ya da gecistiriliyor. Kahvalti da bunlardan biri maalesef. Hafta ici kahvalti yapmadan evden cikmasamda bu bir atistirmadan oteye gidemiyor. Hal boyle olunca pazar kahvaltilarinin onemi dahada artiyor. Klasik kahvaltiliklarin yaninda degisik birseyler hazirla ihtiyaci duyuyor insan.
Pazar kahvaltisi deyince benim ilk aklima gelen patates kizartmasi ve ardindan pankek :)
Pankeki tek tek pisirmek biraz uzun sursede biraz buyuk bir tavada ikiser ya da ucer tane pisirip sureyi kisaltabilirsiniz.


Malzeler:
1 adet yumurta
Bir fiske tuz
1 yemek kasigi toz seker
1 yemek kasigi sivi yag
2 cay bardagi sut ( kucuk bardak)
3 yemek kasigi un (tepeleme)
1 cay kasigi tepeleme kabartma tozu

Yapilisi:
Yumurtayi bir cimdik tuzla cirpin. Bunun icin el cirpicisi kullanabilirsiniz.
Uzerine seker, yag, sutude ekleyerek karistirim. En son olarak elenmis un ve kabartma tuzunu ekleyerek karistirin. Yanmaz yapismaz tavayi orta ateste isitin. Karisimdan kucuk bir kepceyle isinan tavaya dokun. Uzeri goz goz olunca arkasini cevirin, pisirin.
Bu arada tavanizi yaglamaniza gerek yok.
Tum karisim bitene kadar ayni islemleri tekrarlayin.
Bu karisimdan 10 tane cay tabagi buyuklugunde pankek cikiyor.

AFIYET OLSUN :)




27 Ekim 2013 Pazar


Yeniden merhaba herkese,
Dün evimde tatlı, maharetli, sevgi dolu iki güzel dost var vardı. İkisini de tanıyor ve takip ediyorsunuz biliyorum. Sevgili Gizem ve Rabia iki maharetli blogger.
Sağolsun arkadaşlarım yeni evim için hayırlı olsun ziyareti yaptılar bana. Tüm enerjileri ve cıvıl cıvıl halleriyle pek mutlu ettiler beni. Ayrıca maharetli arkadaşlarım el emeklerini de hediye ettiler bana. Buradan da bir kez daha teşekkür ediyorum kendilerine. İkiside çok güzel şeyler hazırlayıp satıyorlar, bloglarını ziyaret edin derim ben :)


Arkadaşlarım beni defalarca o gün için hiç bir hazırlık yapmayayım diye uyardılar. Önceleri yok canım olur mu öyle şey desemde ikna edemedim. En sonunda tamam yahu bir kek yaparım sadece dedim. Yoksa kurtulamayacaktım ellerinden :))
Ne onları kırdım ne de kendimi kötü bir ev sahibi gibi hissettim. Sonuçta bol muhabbetli, gülüşmeli bir gün geçirdik.

İşte Gizemciğimin objektifinden hazırladıklarım:

Yoğurtlu Patlıcan Salatası


Nohut Salatası


Muhallebi Soslu Limonlu Kek



Gelelim dün kızların çok beğendiği, ısrarla tarif istedikleri ve benim bu tarifle beraber bloğa dönmem gerektiğini söyledikleri kahvaltılık soslu çöreklerin tarifine..
Kahvaltılık sos için ister evde kendi hazırladığınız, isterseniz hazır satın alacağınız herhangi bir markayı kullanabilirsiniz. Ben Bim'de satılan kahvaltılık sosu kullandım. 360 gramlık kavanozun yarısından fazlası yeterli oldu.

Malzemeler:

1 paket yaş maya
1 çay bardağı ılık su
1 tatlı kaşığı şeker
1 paket kabartma tozu
125 gram (bir paketin yarısı) oda sıcaklığında tereyağ
Yarım su bardağı sıvıyağ
1su bardağı yoğurt
2 yumurta ( akları içine, sarıları üzeri için ayrılacak)
Tuz
Çörekotu (isteğe bağlı)
4-4,5 bardak un

İçi için: Kahvaltılık Sos
Hamuru açmak için: 1 su bardağı un

Yapılışı:
Derince bir kaba bir çay bardağı ılık suyu alın. Yaş maya ve şekeri suda iyice eritin ve kabarması için bekleyin. Maya kabardıktan sonra tereyağ, sıvıyağ, yoğurt ve yumurta aklarını da ekleyip karıştırın. Tuz ve kabartma tozu ile birlikte unu azar azar ekleyerek hamuru yoğurun. En son bardak unu hamuru toparlamak için kullanın ve kabın üzerini bir kapak ya da nemli bir bezle örterek 1 saat kadar mayalanmaya bırakın. Mayalanan hamuru dört parçaya bölün. Hamurun yapışmaması için tezgahın üzerini ve hamurun üzerini unlayarak her bir parçayı tek taraflı olarak dikdörtgen olacak ve çok ince olmayacak şeklide açın. Eğer yuvarlak açarsanız rulo yapacağımız için ortası daha katlı, kenarları daha ince olur. Açtığınız hamurun tamamına sostan sürüp dağıtın. Sonra bir ucundan başlayarak rulo şeklinde sarın ve tepsiye alın. Dört parça hamuru bu şekilde rulo yaptıktan sonra yarım saat kadar daha mayalanması için bırakın. Tepsideki çörekler kabardıktan sonra üzerlerine yumurta sarısı sürün ve önceden ısıtılmış 200 derece fırında üzeri kızarana kadar pişirin.

AFİYET OLSUN :)



18 Şubat 2013 Pazartesi



Merhaba herkese.
Boş boş internet sitelerinde gezinip, ekrana boş boş bakıp sürekli yenile düğmesine basarak geçirdiğim saatlerin ardından aklım başıma gelip, günlerdir taslaklarda bekleyen tarifimi yazmaya gelmiş olmam doğrudur.
Ha bu arada birde Facebook'ta takip ettiğim bir fotoğraf sayfasının yöneticisini düzgün Türkçe kullanarak yazması konusunda uyardığım ve ardındanda kendimi bir polemiğin arasında bulmuşluğumda doğrudur :)
Yüzlerce hatta binlerce kişinin okuduğu yerlerde "yapıcam, edicem" gibi kelimelerle paylaşım yapıyor olmaları gerçekten çok üzücü.
Tamam sen çok mu düzgün yazıyorsun diyebilirsiniz ama en azından dil bilgim elverdiğince yanlış yapmamaya çalışıyorum. İnternet, cep telefonları hayatımıza girdi gireli düzgün Türkçe kullanmayı bırakır olduk. Hatta gençler Türkçe'yi mesajlardaki kelimelerden ibaret zannediyorlar ne yazık ki!
Sanıyorum yaşlandım ben. Gençleri paylayan huysuz teyzeler gibi oldum bende şimdi :)
Ama hala sinirli bir o kadarda üzgünüm. Kendisini kibar bir dille uyaran insanı tanımadığı halde "sende normalde şöyle şöyle konuşuyorsundurda gelmişsin burada bana ahkam kesiyorsun" gibi basit ve kırıcı bir cümleyle cevap vermesi; hem bazı gençlerin ne kadar tahammülsüz hem de ne kadar anlayışsız olduklarını gösterdi bana bir kez daha. Hiç bir zaman "şimdiki gençler" ile başlayan cümleler kuracağımı tahmin etmezdim. Her ne kadar 30 yaşımı sürüyor olsamda ben de daha dün o gençlerin arasındaydım.
Aslında sadece gençlerin değil, günümüzde birçok insanın bir özelliği oldu tahammülsüzlük ve karşısındakine ön yargıyla yaklaşıp bir çırpıda harcamak.
Neyse arkadaşlar bu konuda fazlasıyla doluyum ben. Sabaha kadar yazabilirim o derece :)
Bu arada konudan konuya geçiyorum biliyorum ama artık İnstagram'dayım.
yemekcininmekani adıyla arasanız bulursunuz :)
Biraz zahmetli ama lezzeti inanılmaz güzel açmamızın tarifi:



Malzemeler:
1 su bardağı ılık süt 
Yarım çay bardağı sıvı yağ
2 adet yumurta
1 paket yaş maya
1 çorba kaşığı şeker
Tuz
4-5 su bardağı un (Kontrollü ekleyin)
Açmak için yarım su bardağı unu kenara ayırın.

İçi için:
8 yemek kaşığı ezme haşhaş
100 gram Terem yağ (Oda sıcaklığında)

Yapılışı:
Mayayı ve şekeri ılık süte ekleyin oda sıcaklığına bağlı olarak 5-10 dakika kabarana kadar bekleyin. 
Bir kaba kabarmış mayayı, tuzu, yumurta aklarını ve sıvı yağı ekleyin. Üzerine azar azar unu ekleyin. Yumuşak bir hamur oluşana kadar yoğurun. Ele yapışmayacak hamur kıvamını elinize biraz un alarak hamuru toparlayarak elde edin.
Yoğurdunuz hamuru ağzı kapalı bir kapta veya üzerine streç film kapladığınız kapta 1 saat kadar mayalanmaya bırakın.
1) Mayalanan hamuru unladığınız tezgaha veya sofraya alın. Merdane ile 1 cm den biraz ince olacak şekilde açın.
2) Açılmış hamurun ortasına bir tatlı tabağı koyun ve etrafını kesin.
Kalan kısımlarıda 8 eşit parçaya bölün. 9 parça elde edin.
3) İlk parçanın üzerini 1 çorba kaşığı Terem yağ ve 1 çorba kaşığı haşhaşla sıvadıktan sonra diğerini üzerine kapatın. Diğer parçaları da bu şekilde üst üste koyun ve son parçanın üzerine bir şey sürmeden bırakın.
Üst üste koyduğunuz  parçaları yeniden mayalanmak üzere kaba alın. Yarım saat kadar tekrar mayalayın.
4) Mayalanmış katları unlanmış tezgaha alın ve merdane ile boyuna bir şekilde inceltin.
5) Açtığınız hamurdan bir parmak genişliğinde şeritler kesin. 
6) Şeritlerin bir ucunu sabit tutarak diğer ucunu bu ucun  üzerinde döndürerek açmaları hazırlayın. Yağlanmış tepsiye aralıklarla dizin. Tüm şeritler bitene kadar bu işlemi tekrarlayın. Yarım saat kadar açmaları tepside mayalayın. Üzerlerine yumurta sarısı sürüp 180 derece fırında üzeri kızarana kadar pişirin.

AFİYET OLSUN :)

16 Aralık 2012 Pazar


Yeni bir yazının vakti gelmiş, geçmiş ve benim haberim yokmuş. Olur mu öyle şey? Ha bugün ha yarın derken geçmiş işte :)
Bu kış günleri benim işime hiiçç yaramıyor :( Günler kısa ve yaptığım yemeklerin fotoğraflarını çekemiyorum.
Çeksem bile şekilde görüldüğü üzere ruhsuz oluyorlar.
Şimdi ben fotoğrafları kötü diye tarif eklemeyecek miyim yani?
Olmazzz... Olamaazzz :)

Bu böreği anneciğim pek güzel yapar. Geçen hafta sonu çalışırken anneciğimin yaptığı pırasalı böreğin kokusu geldi burnuma. İş yerinde kimse börek pişiremeyeceğine göre benim canım çok istemiş olmalı  :)
İş çıkışı pırasa buldum eve gider gitmez kendimi mutfağa attım.
İlk kez elde börek açacağım için heyecanlıydım :)
Eğer olmazsa verdiğim emeğe mi yanayım, yoksa canımın istediği böreği yiyemediğime mi yanayım diye düşünürken hamuru yoğurmuştum bile.
Hamur mayalı olduğundan ve çok ince açmak gerekmediğinden kolaylıkla yaptım.
Tadıyla, görüntüsüyle annemin böreğine yaklaştım.
Yumuşacık börek ertesi güne kaldığında bile hala yumuşak ve lezzetliydi.
Hamuru yoğurmak, mayalamak, içini hazırlamak ve açmak için 1,5 saatten az vakit ayırmak yeterli. Eğer misafirlerinize çabucak ve elde yapılmış bir börek yedirmek istiyorsanız kesinlikle deneyin derim ;)


Malzemeler:

Hamuru için:
7 su bardağı un
2 su bardağı ılık su
1 adet yaş maya
Tuz

İçi için:
1 kg pırasa
1 adet soğan
1 çay bardağı sıvıyağ
2 yemek kaşığı salça
Pulbiber
Karabiber
Tuz

Üzeri için:
4 yemek kaşığı yoğurt
1 adet yumurta
Susam 
Çörekotu

Ayrıca yufkaları açmak için 1 kase un.

Yapılışı:
Undan bir bardak ayırarak derince bir kaba alın ve ortasını açın.
Unun ortasına ılık suyu ve mayayı koyarak mayanın kabarmasını bekleyin.
Maya kabardıktan sonra hamurunuzu yoğurun. Son bir bardak unuda hamuru toparlamak için kullanın ve üzeri kapalı olarak mayalanmaya bırakın.
Hamurunuz mayalanırken pırasaları yıkayıp köklerini temizleyin ve birer parmak genişliğinde doğrayın.
Derin bir tencerede yemeklik doğradığınız soğanı sıvıyağda kavurun. Salçayı ve pırasaları da ekleyerek biraz daha kavurun, baharatları da ekleyerek altını kapatın.
Hamuru açacağınız yeri unlayarak mayaladığınız hamuru alın. Elinizle rulo haline getirin ve tepsinizin büyüklüğüne göre bıçakla eşit parçalara bölün. Benim tepsim yaklaşık 45 cm çapında ve ben 4 parçaya böldüm.
Her bir parçayı yuvarlayarak kenara alın.
Bir parçayı alın ve tepsinizin büyüklüğünde açın. Yağlamış olduğunuz tepsiye yayın. Üzerine hazırlamış olduğunuz pırasalı harçtan koyun. Tüm hamur bitene kadar bu işlemi tekrarlayın.
En üstte açmış olduğunuz son yufkayı da koyun.
Yoğurt ve yumurtayı çırpın. Karışımı yufkaların üzerine yayın. Susam ve çörek otu serpin.
180 derece fırında üzeri kızarana kadar pişirin.

AFİYET OLSUN :) 

17 Kasım 2012 Cumartesi


Elimde yeşil çayım, fonda çalan türkülerle pek bir keyifli yazıyorum size.
Dün akşam yarın hiç birşey yapmayacağım dedim kendi kendime. Tatilimin tadını çıkaracağım. Bir yere gitmeyeceğim,  kimseyi davet etmeyeceğim, temizlik yapmayacağım, canım istediği zaman uyanacağım vs... Yani bugün için hiç plan yapmadım ve gece uyurken o kadar huzurluydum ki!
Geç saatte kalktım, aheste kahvaltı hazırladım. Uzunca bir süre masayı toplamadım. Çay keyfi yaptım. Dün gece yaptığım kekin fotoğraflarını çektim. Bilgisayar karşısında vakit öldürdüm. Hiç pişman değilim. Arada böyle koşturmacadan uzak günler geçirmeliymiş insan onu anladım.
Her gün çalan bir saatle uyanmak, her gün aynı işe gitmek, aynı işleri yapmak, eve gelmek, yine yemek yapmak, yemek yemek... Günler böyle geçince insan zevk aldığı şeyleri yaparken bile sıkılır oluyor.
Hele ki bir de yapmayı planladığı işleri o dar vakitlere sığdırma telaşı yok mu? İşleri yapmaktan çok onları nasıl ve ne zaman yapacağını düşünmek daha fazla yoruyor insanı.
İşte ben bugün hiç birşeyi düşünmeden kafama göre geçirdim tüm günümü. İyi de ettim :)
Su böreğini Ramazan Bayramı'na denk gelen senelik iznimde anneme yaptırdım. Biraz zahmetli bir börek kabul ediyorum :) Annemin börekleri arasında top 10 da 1 numara için yarışan iki börek var. Birincisi bu su böreği, ikincisi ise pırasalı börek. Tamamen el açması. Yeme de yanında yat cinsten. Hele ki bir de o böreğe anne eli değmişse!
Yalnız börek bittikten sonra öyle bir yemişiz ki bitmiş halinin fotoğrafı yok :)

Malzemeler:

4 adet yumurta
1 su bardağı süt
1 su bardağı su
5 su bardağı un
Tuz

Islatmak için:
5 su bardağı su
Yarım su bardağı sıvıyağ
1 çorba kaşığı tereyağ
Tuz

İçi için:
İstenilen çeşitte peynir


Yapılışı:
Yumurtaları su ve sütle çırpın, tuzu ekleyin. Ardından azar azar unu ilave ederek sıkı bir hamur elde edin. Hamuru üzeri nemli bir bezle örterek yarım saat dinlendirin.
1- Dinlendirdiğiniz hamuru 5 eşit parçaya bölün ve elinizle yuvarlayın.
2- Her bir parçayı yarım santim inceliğinde açın.
3- Genişçe bir alana temiz bir çarşaf serin ve açtığınız hamurları oklavanın üzerine alarak çarşafın üzerine yerleştirin. Hamurlar hafif kuruyana kadar bu şekilde havalandırın. Hamurlar ıslak olmayacak ama tepsiye koymak için kıvırırkende kırılmayacak şekilde olacak.
4- Kuruyan hamurları teker teker tezgahın üzerine alın ve ortalarına peyniri yerleştirin.
5- Alttan ve üstten hamurun kenarlarını ortaya katlayın.
6- 7- Sonra hamuru büzüştürerek yağladığınız tepsiye alıp sırayla yerleştirin. 
8- Yufkalarını yerleştirdiğiniz tepsinizi 200 derece fırında üzeri kızarana kadar pişirin.
9- Suya sıvıyağ ve tereyağını koyup kaynatın. En son tuzunu atın. 
10- Fırından çıkarıdığınız tepsinizi üzerine bu sıcak yağlı suyu kepçe yardımıyla döküp, tüm yufkaları ıslatın.
Tepsiyi fırına tekrar atın.Döktüğünüz suyun bir kısmını çeken böreği alt üst çevirip tekrar fırına koyun. Tüm suyunu çektikten sonra böreğiniz hazır.

AFİYET OLSUN :)


14 Kasım 2012 Çarşamba



Davet masamızın lezzetleriyle devam ediyoruz kaldığımız yerden.
Aslında muffinlerin tarifini verecektim ama iş yerinde ki hamile arkadaşlarımdan biri tartın tarifini isteyince tamam dedim, bir sonraki tarif elmalı tart :)
Elmalı her türlü tatlıya varım ben. O mis gibi tarçınla birleşince yemeye doyamıyor insan.
Zannetmiyorum ki ben sevmiyorum diyen çıksın :)

Bu arada aklım fikrim okuduğum kitapta. Son günlerin en çok satan, en çok okunan kitabında. Nazan BEKİROĞLU'nun Nar Ağacı. Her satırını su gibi içtiğim, bir kelimesini bile atlamadan sindire sindire okuduğum kitap. Hiç bitsin istemiyorum, o anlatsın ben okuyayım istiyorum.
Kitaplarımı internetten alıyorum. Şans eseri karşılaştığım www.pttkitap.com bana çok cazip geldi. Hemen 5 tane kitap sipariş ettim. Bazı kitaplarda yüzde 50ye varan indirimler var. 10 lira ve üzeri kitaplarda ise kargo ücretsiz. Her bir kitap ayrı ayrı yayınevlerinden geliyor. Teslimat Ptt kargoyla yapılıypr. Ben tüm kitaplarımı sorunsuz bir şekilde 1 hafta içinde teslim aldım.
Bugünde www.hepsiburada.com dan sipariş verirken birde kitaplara bakayım dedim. Orada da indirim var. Almayı düşünen arkadaşlara tavsiyemdir. Ben 2 tane kitap ekleyiverdim sepete. Sabırsızlıkla bekliyorum :)
Bu arada blogun sağ tarafına bir eklenti koydum belki farketmişsinizdir. Okuduğum kitapları sizinle paylaşıyorum.

Tarife gelene kadar beni sabırla okuyan herkese selam eder, saygılar sunarım :)

Malzemeler:
2 adet yumurta
1 paket Teremyağ (250 gr)-oda sıcaklığında
3 yemek kaşığı yoğurt
Yarım su bardağı şeker
3,5 su bardağı un
1 paket kabartma tozu

İçi için:
5 adet elma
4 yemek kaşığı şeker
2 yemek kaşığı (silme) tarçın
1 avuç kıyılmış ceviz

Yapılışı:
Un hariç tüm malzemeleri bir kaba alın. Unu azar azar yedirerek hamurunuzu yoğurun.
Hamuru tezgahın üzerine alın. Elinizle kalın bir rulo haline getirin. Hamurun 3'te 1'ini (yani hamurun yarsından biraz daha az olacak şekilde) kesin. Küçük olan parçayı streç filme sarıp buzluğa kaldırın, rendelenecek kadar donmasını bekleyin.
Diğer büyük parçayı yağlayıp unladığınız fırın kabınıza ister ellerinizle bastırarak, isterseniz önce tezgahta açarak yerleştirin.Yerleştirdiğiniz hamuru çatalla birkaç yerinden delin.
Elmaları rendeleyin, şeker ve tarçınıda ilave ederek elmalar suyunu çekene kadar pişirin. Piştikten sonra kıyılmış cevizleride ekleyip karıştırın.
Elmalı harcınızı hamurun üzerine yayın. Yeterince donnmuş olan buzluktaki hamuru elmalı harcın üzerine rendeleyin. Tartınızı 180 derece fırında hafif kızarana kadar pişirin.

AFİYET OLSUN :)


11 Kasım 2012 Pazar


Umarım herkes için keyifli bir haftasonu olmuştur. Çünkü benim ki pek bir keyifliydi.

Yaşadığımız şehrin hiç olmayan olanaklarından mütevellit kendi eğlencemizi kendimiz yapar olduk.
Gerçi biz artık bu durumdan şikayet etmeyi bırakalı çok oldu. Kendimizi elimizdekiyle mutlu olmaya endeksledik.
Zaman zaman bizi üzecek, neden buradayız ki dedirten olaylar yaşıyor olsakta; beraber olduğumuz, birlikte vakit geçirdiğimiz çok değerli arkadaşlarımız olduğu için kendimizi şanslı saydık.
Bugün " bütün kızlar toplandık" günlerimizden biriydi. Sabah sekizde hemde pazar pazar inanılmaz bir enerjiyle kalktım yataktan :)
Hazırlıklarımızın çoğunu dünden yapmış olsakta, misafirlerimize sıcak sıcak ikram etmek için poğaçamızı sabaha bıraktım.
Daha önce tarifini paylaşmış olduğum Dereotlu Poğaçamı bu kez bir kaç değişiklikle yaptım.
Şimdi link vermek için tarifimi yeniden açtığımda gördüm ki onu da 22 Kasım 2010 tarihinde yapmışım. Tam 2 yıl olmuş. Zaman ne çabuk geçiyor!!!
Gelelim davet masamızda olan diğer lezzetlere..
Sofraların baş tacı Kısır,
Dereotlu Peynirli Poğaça
Peynirli Kol Böreği
Elmalı Tart
Yoğurtlu Erişte
Sürprizli Muffinler :)
Lahana Sarması
Havuçlu Tarçınlı Kek
Dereotlu Peynirli Poğaçadan sonra hangisinin tarifini isterseniz onunkini yayınlayacağım :)





Malzemeler:
2 adet yumurta (Sarıları üzerine sürülmek için ayrılacak)
1 su bardağı su (ılık)
1 su bardağı süt (ılık)
1 su bardağı sıvıyağ
100 gram tereyağ
1 paket yaş maya
5 yemek kaşığı yoğurt
1 demet dereotu
100 gram lor peyniri
1 yemek kaşığı toz şeker
Tuz
Çörekotu
Yaklaşık 7 su bardağı un

Yapılışı:
6 bardak unu derince bir kabın içine alın ve ortasını açın. Bir kenarda 1 su bardağı sütün içine yaş mayayı ve şekeri ekleyerek maya kabarana kadar bekleyin (Maya kabaracağı için bunuda derince bir kapta yapın).
Maya kabardıktan sonra ortasını açmış olduğunuz unun içine mayayı, suyu, sıvıyağı, tereyağı, 2 yumurtanın akını ve  tuzu ekleyerek karıştırın.
Dereotlarını ince ince kıyın. Başka bir kapta dereotu, peynir ve yoğurdu iyice birbirine yedirerek karıştırın. Daha sonra dereotlu bu karışımı hamura ekleyerek yoğurun. Kalan son 1 bardak unuda karıştırma kabınızın kenarına koyun. Undan azar azar alarak hamurunuzu toparlayın.
Hazırladığınız hamuru mayalanması için üzeriniz örterek bir kenarda (odanın sıcaklığına bağlı olarak değişir) yaklaşık 1 saat kadar mayalandırın.
Fırın tepsilerinizi yağlayın ya da yağlı kağıt sererek hazırlayın. Hamurunuzdan mandalina büyüklüğünde parçalar kopararak elinizle yuvarlayın ve tepsiye aralıkla dizin. Bu şekilde de 15-20 dakika bekletin, biraz daha kabarsınlar. Üzerine yumurta sarılarını sürün ve çörekotu serpin. 200 derece fırında üzerleri kızarana kadar pişirin.

AFİYET OLSUN :)

9 Kasım 2012 Cuma


Merhaba,
Bu süslü püslü bohçalarımız iş arkadaşlarım tarafından yapılmış, fotoğraflar blogumda yayınlanmak üzere tarafıma verilmiştir.
Öncelikle Burcu, Hilal ve Songül'e huzurlarınızda teşekkür eder; devamını beklediğimi belirtmek isterim :)
Sayelerinde blogumda artık Dost Lezzetler bölümünün açılış kurdelesini kesmiş bulunmaktayım. Hayırlara vesile olması temennisiyle... :)
Efendim bohçalarımız tamamen el emeği olup, sabah kahvaltısına yapılan kreplerin değerlendirilmek istenmesi sonucu oluşmuştur.
Denenmesi şiddetle tavsiye edilmektedir :)
Bu arada aldığım duyumlara göre bohçaların içinde lezzetli mi lezzetli bir krema varmış. Benden söylemesi :)



Malzemeler:
(6 kişilik)
Krep için:
1 su bardağı süt
½ su bardağı su
2 yumurta
1 su bardağı un
1 paket vanilya
1 çimdik tuz
Krepleri pişirmek için sıvıyağ

Kreması için:
3 su bardağı süt
3 yemek kaşığı pirinç unu
3 yemek kaşığı şeker
1 paket Çikolatalı Krem Şanti

Ayrıca;
2 adet muz
Bir miktar ceviz içi

Yapılışı:

Öncelikle krep için yumurtaları bir çimdik tuz ile çırpın. Ardından süt, su,vanilya unu ekleyerek krep hamurunu hazırlayın. Yapışmaz tavanızı ısıtın ve az miktarda sıvı yağ ekleyin. Bir kepçe krep hamurundan alıp tavada önlü arkalı pişirin. Tüm hamur bitene kadar bu şekilde krepleri hazırlayın. 
Diğer yandan bir tencereye sütü, pirinç ununu ve şekeri ekleyip sürekli karıştırarak kremanızı hazırlayın. Krema piştikten sonra içine toz krem şantiyi ekleyerek çırpın.
Hazırlamış olduğunuz kreplerinizin içine bolca krema koyun. Muzları halka halka dilimleyip, kremanızın üzerine yerleştirin. 
Ceviz içlerini elinizle fazla küçük olmayacak şekilde kırın ve krema ve muzun yanına yerleştirin. Krebinizi kenarlarından tutup ortada birleştirip bağlayın. Kremanızdan bohçaların üst kısımlarına da koyarak süsleyin. Süslü bohçalarınız hazır :)

AFİYET OLSUN :)

12 Mart 2012 Pazartesi



Merhaba herkeseeee :)
Bir önceki yazımda koskocaaa iki gün evdeyim dedim ya; hah işte çook büyük konuşmuşum pazar günü işe gitmek zorunda kaldım :( Kendimi o kadar hazırlamışken kalk sen işe git olacak şey mi yani...
Neyse gittik geldik bi miskinlik bi uyuşukluk bende. Oturdum bu yazıyı yazıyorum yarın otomatik olarak yayınlanacak. Madem yemek yapmıyorsun bari tarifi yaz da hazır olsun dedim.  
Bu kurabiyeyi Lezzet Yolu'nda görmüştüm. Tuzlu kurabiyelere hiç dayanamam o yüzden bunu da denemeliyim dedim. Cumartesi akşamı gelecek olan misafirlerim için hazırladım ve herkes çok beğendi. Tarifte servis önerisi ılıktı ve bende öyle yaptım. Soğuk olarakta enfes ama ılık çok daha lezzetliydi. 
Tarif videolu aynı zamanda. Yapılışını BURADAN izleyip, orjinal tarife ulaşabilirsiniz.

Malzemeler:
500 gram un
250 gram beyaz peynir (orta ya da sert)
250 gram tereyağı
100 ml krema
3 adet yumurta (1 tane üzeri için ayırılacak)
1 çay kaşığı tuz
Susam
Çörekotu


Yapılışı:
Un, 2 adet yumurta, peynir, krema, tereyağı ve tuzu bir kaba alıp karıştırın. Yalnız hamuru yoğurmayacağız, parmaklarımızın arasından geçirereceğiz. Yani hamuru tabir-i caizse mıncıklayacağız :)) Bu noktada verdiğim linkteki videoyu izlemenizi tavsiyede ederim. Hamuru hazırladıktan sonra üzeri kapalı bir şekilde 20 dakika kadar buzdolabında bekletin. Hamuru tezgaha alın, ikiye bölün ve her bir parçayı altını üstünü unlayarak yarım santim kalınlığında açın. Bir bardakla yuvarlaklar çıkarın. Tüm hamur bitene kadar bu işlemi tekrarlayın. Ayırdığınız bir yumurtayı çırpın ve yuvarlakların üzerine sürün. Susam, çörekotu serpiştirdikten sonra 180 derece önceden ısıtılmış fırında 10-15 dakika pişirin ( Ben 5 dakika fazladan pişirmişim :).
Not: Kurabiyelerinizin mümkünse ılıkken tümünü tüketin. Soğuduğu zaman ilk tadını vermiyor.

AFİYET OLSUN :)

9 Mart 2012 Cuma



Bir haftanın daha sonuna geldik :) Cumartesi ve pazar günleri çalışmayacak olmanın dayanılmaz hafifliği var üzerimde. Haftasonu için acaba bu haftasonu değişik ne yapsam, acaba ne pişirsem diye düşündüm durdum :)
Malum koskocaaa iki gün... Neler yapılmaz ki? Hele ki yaşadığın şehirde yapacak hiçbir şeyin olmaması bu koskoca iki günü mutfakta değerlendirmek için bulunmaz nimet. Bakalım pek hevesleniyorum ama temizlik yapıp yorgunluktan oturup kalmazsam iyidir :)
Ayrıca bugün tamda işten çıkarken blogumun kontrol paneline şöyle bir göz atmamla gördüğüm yorum beni çok mutlu etti.
Sevgili Kitap Kurduyum Ben blogunun yazarı bana katıldığım hediye çekilişinde talip olduğum kitabın bana çıktığını müjedeledi :) Pek bir mesut oldum :) Sabırsızlıkla kitabımı bekliyorum..


Bugün işyerine götürdüğüm bilgisayarımda arşivimdeki fotoğraflarımı düzenledim. Sadece Yazılanlar ve Yazılacak olanlar diye ikiye ayırdığım fotoğraflarımı birde türlerine göre ayırdım. Bazılarını yayına hazır hale getirdim. Öyle bir rahatladım ki sanki gardrobumu düzenlemiş kadar mutlu oldum  :)
Bu sofrada arkadaşlarımı davet ettiğim bir kahvaltı sofrası. 6 kişi olacağımız kahvaltıda arkadaşımızın rahatsızlığı nedeniyle 4 kişiydik. Normalde sofra fotoğrafı çekmek benim için çok zor. Misafir beklerken, bir koşturmaca içinde oluyor insan. Arkadaşlarım gelincede onları bekletip fotoğraf çekmek hiç hoşuma gitmiyor. Bu fotoğrafta eksikler olsada en azından blogumda bir sofra görüntüsü olsun istedim :)


 Mayasız poğaçaları acelem olduğunda yaparım. Hem tüm malzemeleri birlikte koyup yoğurmak, mayalanmasını beklememek tercih sebebim.  Birkaç gün tazeliğini koruyor olması da ayrı güzel tabi.


Peynirli Poğaça


Malzemeler:
2 adet yumurta (Birinin sarısı üzerine)
4 yemek kaşığı yoğurt
1,5 çay bardağı sıvıyağ
1 paket kabartma tozu
Tuz
150 gr peynir
3-3,5 bardak un

Yapılışı:
Tüm malzemeyi karıştırıp, yoğurun(Unu kontrollü ekleyin). Mandalina büyüklüğünde parçalar kopararak yuvarlayın ve elinizde düzleyin. Ortasına peynir koyup kapatın ve  fırın tepsisine aralıklı olarak dizin.Üzerine yumurta sarısı sürün, 180 derece fırında üzeri kızarana kadar pişirin.



Semizotu Salatası


Malzemeler:
1 bağ semizotu
2 adet domates
Taze nane
Zeytinyağı
Limon
Reyhan Otu (varsa)
Tuz

Yapılışı:
Semizotlarını yıkayın ve kalın saplarından ayırıp kaba alın. Üzerine doğradığınız domatesleri ekleyin. Yağ,tuz, nane, reyhanıda ekleyip karıştırın ve servis edin.

AFİYET OLSUN :) 
 
Twitter Facebook Dribbble Tumblr Last FM Flickr Behance